Rüyalar Şehrinde Gezinti...
Mulholland Çıkmazı Üzerine...
''Duygusal deneyimlerin labirentinde dolaştıran, kabuslar ve rüyalarınızı aynı uykuda buluşturan bir psikolojik hikaye..''
Alıntı
Basitleştirilmiş konusunu kısaca özetlemek gerekirse....
Diane, evvel zaman içinde bir dans yarışmasında dereceye girmiş, film yıldızı olma hayalleriyle yanıp tutuşan gencecik umut dolu bir insandır…
Hayallerini gerçekleştirmek için atması gereken en önemli adım ise şöhretin kaynağına, yani Hollywood’a gelmek ve kendisini kanıtlamak olacaktır. Daha önce orada çalıştığını söylediği halasının öldükten sonra bıraktığı para ile Ontario’da yaşadığı küçük kasabadan yani Deep River’dan kalkıp geliyor da. Bir sitede küçük bir pansiyon kiralayıp Hollywood’a yerleşiyor. Seçmelere katılma fırsatı da elde ediyor. Ama her şey istediği gibi gitmiyor. Sylvia North film seti çekiminde çok istediği rolü Camilla’ya kaptırıyor. Daha sonra onunla tanışıp sıkı bir dostluk kuruyor. Pansiyonda beraber yaşamaya başlıyorlar. Zaman geçtikçe birbirlerine tutkuyla bağlanıyorlar. Hatta ilişkilerini lezbiyenlik mertebesine kadar taşıyacak kadar.
Ama ilerleyen süreçlerde aksilikler peşini bırakmıyor Diane’in ve bir türlü istediği, umduğu yerlere gelemiyor. Sürekli ufak tefek rollerle idare etmek zorunda kalıyor ve istediği şöhreti elde edemiyor.
Tüm bunların aksine daha önce başrolü elinden alan Camilla ise onun hayallerine yani şöhrete ulaşıyor ve çok ünlü bir film yıldızı oluyor. Bir bakıma onun hayallerini çalan kişi oluyor aslında.
Her şey daha da kötüye gidiyor. Diane, Camilla’nın ünlü yönetmen Adam Kesher ile yakınlaşmasına tanık oluyor, yada başka bir deyişle kendisinden uzaklaşmasına.
Diane, evinden limuzinle alınıp Camilla vasıtasıyla ünlü yönetmenin evinde yemeğe davet ediliyor. Yemekte başına gelmedik kalmayan Diane, Camilla’nın yönetmenle evleneceği haberini alınca bir kez daha dünyası başına yıkılıyor.
Diane çökmüştür artık, çaresizlik içinde kıvranmaktadır. Kıskançlık, umutsuzluk ve üzüntü peşini bırakmamaktadır.
Hayatını çalan Camilla’ya büyük bir kin duymaya başlıyor. Ve en sonunda olanlara artık tahammül edemeyeceğini fark edip her şeyini elinden alan bu insanı öldürmeye karar veriyor ve bu iş için bir kiralık katil tutuyor.
Bu kararından sonra evine gidiyor. Sahip olduğu her şeyi kaybetmenin üzüntüsü ile onu bu hale getiren olaylar bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor. Ve işte burada, daha filmin ilk dakikalarında kafasını yastığa dayayıp “Mulholland Çıkmazı’na” giriyor, rüya sekansı başlıyor ve diğer dünyaya giriyoruz.
Ve Mulholland Çıkmazı’ndan çıkıp anahtarı gördükten sonra en sevdiği arkadaşını da kaybettiğini fark eden Diane’in yapacak bir şeyi kalmıyor, intihar edip bu azaptan kurtulmaktan başka…
Kısa bir tanıtım...
“Mulholland Çıkmazı”, David Lynch’in sinemalarında kullandığı düşsel evrenin yada diğer dünyanın bu yazıdaki tanımı olsun. Bu düşsel evrenini kontrol eden ana güç Diane (Betty)’dir. Çünkü tüm yaşananlar kafasında şekillenip oluşturuluyor her şeyden önce. Ama kontrol tamamıyla onda değildir, çünkü rüyasında başka güçler var ve bunların rolü hiç de azımsanacak gibi değildir. Bu güçlerin merkezini de cücemsi yaratık ve durduğu kırmızı perdelerle çevreli mekan temsil ediyor. Yaşlı çift, dükkânın arkasındaki büyücü ve onun kutusu, silencio kulübü… hepsi Mulholland Çıkmazı’ndaki bu gücün temsilcileri yada araçları...
Betty rüyasında yaşadığı olayların büyük bir kısmını, aldatılmasından sonraki çöküş sürecinde yaratıyor, en büyük kısmını davetli olduğu yemekte olmak üzere…
Diane’in Hayal Dünyası: Her şey güzel olacak…
Bu dünyada Diane yoktur artık. Betty olmuştur. Camilla ise Rita ismini almıştır.
(Betty, Diane kiralık katil ile buluştuğunda onlara servis yapan görevlinin ismi aynı zamanda ve rüyasındaki ismin kaynağı burası... )
Ve film başlıyor...
Film, daha doğrusu rüya sekansı, dans sahneleriyle başlıyor, bu Betty ve Diane kazanıp güzel bir mutluluk portresi çiziyor. Yaşlı çifti görüyoruz sonra da aynı karelerde… Jüri üyeleri olmaları muhtemel ve Betty’yi çok ama çok sevmişler…
Daha sonra uzun ve dönemeçli yollarda yol alan limuzinin içinde Camilla’yı görüyoruz ilk kez, tıpkı Diane’in yemeğe gittiği akşamki gibi bir sahnenin içerisinde. Aynen Betty’nin yol aldığı gibi yol alıyor o da. Ve limuzin duruyor. Camilla’ya bir silah doğrultuluyor. Ama her şey bu kadar çabuk olmamalı diyor Mulholland Çıkmazı’mız ve talihsiz bir kazaya tanık oluyoruz. Camilla (Rita) şans eseri kurtuluyor ve Hollywood’a doğru inip bilmediği bir eve sığınıyor, daha sonra Betty’nin gelip yerleşeceği eve!
Winkie’de konuşan 2 adamın sahnesi: Bu rüya içinde görülen bir rüyadır (gece veya gündüz değil). Gerçek hayatta Betty de burada Camilla’yı öldürtmek için kiralık katille buluşmuştu. Ve o esnada tezgahın orada ayakta dikilen adam rüya sekansında burada kiralık katilin oturduğu yerde oturuyor. Kara büyücüden bahsediyor ki bu ölümü temsil ediyor, yani Mulholland Çıkmazı’nın kara meleğini. Ve ani bir ölüm oluyor da burada. Burada geçen anısını hatırlamak istemiyor Diane. O yüzden orada yaşadığı gerçeği silip orada gördüğü figüranları hayaline yerleştiriveriyor.
Ve Lynch’in klasik ortamlarından biri olan kırmızı perdeli evdeki gizemli güçler giriyor devreye. “Kız hala kayıp.” Peki nerde şimdi, ne yapıyor? Tabi ki “Mulholland Çıkmazı’na” giriyor, peki o zaman oyun başlasın...
Bir sonraki sahnede uçak iniyor ve Hollywood serüveni başlıyor tatlı ve güzel Betty için. Daha doğrusu rüya başlıyor… Hayaller… Burada, daha önce de bahsettiğim Mulholland Çıkmazı’ndaki diğer güçleri temsil eden yaşlı bir çift ona yolculuk boyunca eşlik ediyor. Ona umut verip mutlu, güzel bir rüyanın başlamasına vesile oluyorlar belki de… Ama ondan ayrıldıktan sonra birbirlerine bakıp gülmeleri kötü şeylerin olacağına işaret ediyor.
Diane’in halası (ki artık aramızda yaşamamaktadır) rüyasında hala Hollywood’da yaşamakta olup bir film işi için Kanada’ya gitmek zorunda kalmıştır ve Diane’in kaldığı lüks malikânede kalmasına izin vermiştir. Halası muhtemelen böyle bir yerde hiç yaşamamış olabilir ama Betty hayal dünyasında onu öyle düşünmüştür ve bunu sorgulamamak gerek. Ve geldiğinde ev sahibesi olarak Coco tarafından karşılanıyor, ki Coco’yu gerçekte yemekte gördüğünde çok misafirperver bir insan olarak algılamıştı ve ona rüyasında böyle bir rol veriyor.
Amaç...
Size çok acı çektiren, sizi aldatan, hayatınızı mahveden bir insan olsa ondan nasıl intikam alırsınız?
Öldürmek burada son çare olsa gerek çünkü hiç zevkli değil, bir anda bitiveriyor her şey. En güzeli o insanı kendinize muhtaç haline getirmek, istediğinizi yaptırmak yani ona istediğiniz gibi yön vermek… Ve sahneye Camilla giriyor, hafızasını öyle bir kaybetmiş ki ismini bile hatırlamıyor ve bir posterden uyduruyor (Rita), yaşadıkları ve geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyor ve tamamen savunmasız. Diane’in kontrolünde, artık o ne isterse o olacak...
“Mullholland Çıkmazı” esrarengiz güçleri devreye giriyor yine. Gerçek yaşamda Camilla Diane’in rolünü kapmıştı. Diane bunun haksızlık olduğunu düşündü. Bir yerlerde sorun olmalıydı. İşte buna yönetmen Adam Kesher’ın da katılmış olduğu görüşmede tanık oluyoruz. Gizli güçlerin kontrolündeki kişiler ona rol için zorla bir kızı seçmesini istiyorlar. Yönetmen için kabul edilemez bir şey aslında bu… en azından öyle tasarlıyor Diane bunu kafasında.
Hatırlanırsa yemekte Diane önündeki kahveyi içmeye çalışıyor ama midesi bulanıyor, kusmak istiyor belki de, ama yapamıyor ve o anda karşısında biraz uzakta yaşlı bir insan görüyordu. Görüşme sahnesinde aynı adama expreso getiriliyor ve adam biraz içip kusuyor, Diane’in yapmak isteyip yapamadığı. Peki yönetmene zorla seçtirilen kız kim. İsmi Camilla. Ama sahtesi. Yemek masasında Camilla ile öpüşen sarışın.
Rüya içinde bazen gerçekçilik de çıkıyor karşımıza, Camilla’yı öldüren katilin tutarsız arayışları gibi.
Daha sonra evde Betty ile Camilla arasındaki sorgulama süreci başlıyor. Nereyi açtığı belli olmayan bir anahtar ve para var ortalıkta… Ve Camilla’nın geçmişini, olan kazayı sorgulama süreci...
İlerledikçe yavaş yavaş karşımıza bunun bir rüya olduğuna dair küçük hatırlatmalar çıkmaya başlıyor. Gizemli güçler de boş durmuyor, yönetmeni ikna edebilmek için iflas ettirip kovboyu görüşmek için gönderiyor.
Ve her şey umulduğu gibi gidiyor, Betty seçmelerde çok başarılı oluyor, yönetmen de zorla dayatılan kızı seçiyor. Ama yavaş yavaş kaçınılmaz sona doğru yolculuğumuz başlamıştır. Hiçbirşeyin aslında gerçek olmadığını, tüm güzel şeylerin bir anda gideceği endişesi...
Diane, Rita ile evini keşfediyor önce, orada ölü bir kadın buluyorlar… Ölen aslında kendisi, daha doğrusu ölecek olan... Geleceği görmüştür aslında... Kaçınılmazı..
Gerçekleri keşfetme zamanı... Önce Diane ile Rita, eski günlerdeki gibi tutku ile sarılıp sevişiyorlar birbirleriyle. Gerçek hayattaki gibi, daha doğrusu iyi zamanlarındaki gibi... Ama durun bir dakika... Sessizlik... Silencio....
Her şey bir ilüzyon... yanılsama... hayal sadece olanlar... sadece kayıtlar... uydurma... bir rüya... ve artık uyanma vakti... Kutu açılır... Betty yok olur... Aslında hiç var olmamıştır..
Perde kapanır... ve gerçeğe dönüş...
Diane uyanıyor ve odasındaki anahtarı görüyor. Yaşadığı her şey bir film şeridi gibi geçiyor gözünün önünden. Ama artık geriye dönüş yoktur. Rüyasının daha doğrusu yaptıklarının esiri olmuştur ve kaçınılmaz sonun zamanı gelmiştir.
Umut verenler artık umutlarını söndürmek için geri dönmüşlerdir... Ölüm meleği tekrar görevini başarı ile tamamlamıştır. Ve kırmızı perde kapanıyor...
LyNcHeR - Temmuz 2006