Is it a Wonderful Life or Not...
Is it a Wonderful Life or Not...
(Gökyüzünde melekler arasında bir konuşma)
- Beni mi çağırdınız efendim?
- Evet, Clarence. Dünyadaki bir adamın yardımımıza ihtiyacı var.
- Harika. Hasta mı?
- Hayır. Daha da kötü. Ümidini yitirmiş.
George Bailey hayalleri, idealleri, arzuları olan cesur, dürüst ve gururlu bir insandır. Fakat hayatı boyunca çevresindeki insanları mutlu etmek için fedakarlıklar yapmak zorunda kalmış, dolayısıyla kendi arzularını hep arka plana itmiş ve çoğu zaman da gerçekleştirememiştir ama herşeye rağmen güzel karısı ve çocukları ile birlikte mutlu bir yaşam sürmektedir. Fakat olaylar üst üste gelip kader ona öyle bir oyun oynayacaktır ki bir süre sonra hayatının verdiği baskıya dayanamayacak ve dünyadaki varlığını sorgulamaya başlacaktır...
Ta ki;
“- Ben olmasam herkes için daha iyi olurdu.” diyene kadar...
"It's a Wonderful Life" yani Şahane Hayat, hayata dair enfes mesajlar veren, sıkılmadan tekrar tekrar izlenebilecek zaman ötesi bir başyapıt. Umudunu, yaşama sevincini kaybetmiş insanlara o anda anlaşılmasa hatırlanamasa da mutlaka uğrunda yaşamaya, inanmaya değer birşeyler kaldığını hatırlatan bir film. Umutsuzluk okyanusunda yüzerken çevremizi her ne kadar boş ve anlamsız olarak görsek ve algılasak da tutunacak, değer verecek birşeyler mutlaka vardır. Sözün kısası bir hasta misali umutsuz bir insana verilebilecek en etkili ilaçlardan biri Frank Capra’nın bu eseri olsa gerek...
çünkü herbirimiz birbirimize bağlıyız...